Şizofreni, kronik ve ciddi bir psikiyatrik bozukluk olup, bireylerin düşünme, duygu düzenleme ve sosyal işlevselliğini derinden etkileyen nörogelişimsel bir hastalıktır. Hastalığın etiyolojisi ve tedavi yaklaşımları üzerine yapılan çalışmaların sayısı hızla artmakta, özellikle meta-analiz yöntemleriyle elde edilen bulgular bu alandaki bilgi birikimini güçlendirmektedir. Bu makalede, şizofreni ile ilgili yapılan meta-analiz çalışmalarının ışığında hastalığın tanı, tedavi ve klinik seyri üzerine güncel bilgileri değerlendireceğiz.
-Meta-Analiz Yöntemi ve Şizofreni Araştırmaları
Meta-analiz, farklı araştırmalardan elde edilen bulguları sistematik olarak inceleyen ve istatistiksel yöntemlerle sentezleyen güçlü bir araştırma yöntemidir. Şizofreni üzerine yapılan meta-analizler, nörobiyolojik belirteçlerden (örn. beyin görüntüleme çalışmaları), genetik faktörlere, farmakoterapötik etkinliğe ve psikososyal müdahalelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Şizofreni alanında yapılan meta-analizlerin temel odakları şunlardır:
1. Farmakolojik Tedavi ve Etkinlik
2. Nörobiyolojik Bulgular
3. Bilişsel Bozukluklar
4. Psikoterapötik Müdahaleler
5. Sosyal ve İşlevsel Sonuçlar
6. Genetik ve Epigenetik Faktörler
-Şizofrenide Farmakoterapiye İlişkin Meta-Analiz Bulguları
Şizofreni tedavisinde antipsikotik ilaçların etkinliği ve yan etkileri üzerine çok sayıda meta-analiz yapılmıştır. En çok incelenen konular şunlardır:
• Tipik ve Atipik Antipsikotiklerin Karşılaştırılması:
Bir meta-analiz çalışmasında, klozapin, olanzapin ve risperidon gibi atipik antipsikotiklerin, tipik antipsikotiklere kıyasla daha etkili olduğu, ancak kilo alımı ve metabolik sendrom risklerini artırdığı bulunmuştur (Leucht et al., 2013).
• İlk Atak Şizofrenide Antipsikotik Seçimi:
İlk atak şizofreni hastalarında risperidon, aripiprazol ve amisulpridin en etkili ilaçlar arasında yer almaktadır. Bir meta-analiz, ilk atak hastalar için düşük doz antipsikotik kullanımının daha iyi bir yanıt verdiğini göstermektedir (Kane et al., 2020).
• Uzun Etkili Antipsikotiklerin (Depot) Kullanımı:
Uzun etkili antipsikotikler üzerine yapılan meta-analizlerde, bu ilaçların oral antipsikotiklere kıyasla hastaneye yeniden yatış oranlarını düşürdüğü ancak yan etki riskini artırdığı rapor edilmiştir (Kirschner et al., 2021).
-Şizofrenide Nörobiyolojik Bulgular ve Beyin Görüntüleme Çalışmaları
Şizofreni ile ilgili beyin görüntüleme çalışmalarının meta-analiz sonuçları, hastalığın nörobiyolojik temellerini anlamada önemli katkılar sağlamaktadır.
• Beyin Yapısal Değişiklikleri:
Şizofreni hastalarında beyin hacminde küçülme, ventriküler genişleme ve kortikal incelme en sık gözlemlenen bulgulardır (Haijma et al., 2013). Bir meta-analiz, prefrontal korteks ve temporal lob hacminin azaldığını, bu değişikliklerin hastalık süreci boyunca ilerlediğini göstermektedir.
• Fonksiyonel Beyin Aktivitesi:
fMRI çalışmaları üzerine yapılan bir meta-analiz, şizofreni hastalarının dorsolateral prefrontal korteksinde azalmış aktivite gösterdiğini, bu durumun yürütücü işlev bozukluklarıyla ilişkili olabileceğini ortaya koymuştur (Minzenberg et al., 2009).
• Retinal Damar Çapı ve Şizofreni:
Göz damarlarındaki değişiklikler üzerine yapılan bir meta-analiz, şizofreni hastalarında retinal damar çapının farklılık gösterdiğini ve bunun beyin vasküler değişiklikleri ile ilişkili olabileceğini ortaya koymuştur (Reis et al., 2022).
-Şizofrenide Bilişsel Bozukluklar: Meta-Analitik Veriler
Şizofrenide bilişsel işlevlerin bozulduğu uzun süredir bilinmektedir. Meta-analiz çalışmaları, hastaların bellek, dikkat, yürütücü işlevler ve işlem hızı alanlarında belirgin zorluklar yaşadığını göstermektedir.
• Bilişsel Bozukluklar ve Klinik Seyir:
Heinrichs & Zakzanis (1998) tarafından yapılan bir meta-analiz, şizofrenide bilişsel bozuklukların hastalığın erken evrelerinde ortaya çıktığını ve hastalığın şiddetiyle doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir.
• Nöroinflamasyon ve Bilişsel İşlev:
Meta-analizler, şizofrenide artmış inflamasyon belirteçleri ile bilişsel işlev bozukluğu arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermektedir (Kirkpatrick et al., 2016).
-Psikoterapötik Müdahalelerin Etkililiği: Meta-Analitik Bulgular
Şizofreni tedavisinde psikososyal müdahalelerin yeri giderek artmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), şema terapi ve farkındalık temelli terapiler üzerine yapılan meta-analizlerden elde edilen bulgular şu şekildedir:
• Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
Bir meta-analize göre, BDT şizofrenide pozitif semptomları azaltmada ilaç tedavisine ek olarak etkili olmaktadır (Wykes et al., 2008).
• Sosyal Beceri Eğitimi ve İşlevsellik:
Şizofreni hastalarına uygulanan sosyal beceri eğitimi, günlük yaşam aktivitelerinde ve sosyal ilişkilerde anlamlı iyileşmeler sağlamaktadır (Kurtz & Mueser, 2008).
• Aile Müdahaleleri:
Aile terapileri üzerine yapılan bir meta-analiz, aile desteği alan hastaların hastaneye yatış oranlarının önemli ölçüde düştüğünü göstermektedir (Pilling et al., 2002).
-Şizofrenide Genetik ve Epigenetik Bulgular
Şizofreninin genetik bileşeni oldukça yüksektir. Meta-analiz çalışmaları, özellikle poligenik risk skorları ve gen-çevre etkileşimlerini vurgulamaktadır.
• İkiz ve Aile Çalışmaları:
Şizofreninin kalıtsallık oranı %80’e kadar çıkabilmektedir. Bir meta-analize göre, şizofreni hastalarının birinci derece akrabalarında hastalık riski genel popülasyona kıyasla 10 kat daha fazladır (Ripke et al., 2014).
• Epigenetik Faktörler:
Çevresel stres etmenleri ve doğum öncesi enfeksiyonlar gibi faktörlerin şizofrenide epigenetik değişikliklere yol açtığı meta-analizlerde gösterilmiştir (McGowan et al., 2011).
-Sonuç ve Gelecek Çalışmalar
Meta-analitik çalışmalar, şizofreninin multidisipliner bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini göstermektedir. Gelecekte, bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarına odaklanan araştırmaların artması beklenmektedir. Ayrıca, genetik ve nörobilim alanındaki gelişmeler, hastalığın biyolojik temelini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
Erhan ERDEMİR
Comments